12 Temmuz 2011

Bir Türk Takımı Tekrar Avrupa Kupası Almak İçin Ne Yapmalı ?


Düz mantıkla yola çıkalım, Önümüzdeki en belirgin örnekle bir analiz yapalım. Sıkıcı olmaması için elimden geleni yaptım, sanırım yine sıkıcı bir yazı oldu ama faydalıdır...


 Galatasarayın Uefa kupası kazandığı kadroya bi göz atarak başlayalım ;

1 Taffarel  • 2 Vedat • 3 B. Korkmaz  • 4 Popescu  • 5 Emre  • 6 Arif  • 7 Okan  • 8 Suat  • 9 Hakan  • 10 Hagi  • 12 M. Bölükbaşı  • 13 M. Yozgatlı  • 14 Fatih  • 16 Ahmet  • 17 Emrah  • 18 Alper  • 22 Ü. Davala  • 23 Hasan  • 28 Burak  • 30 Kerem  • 33 H. Ünsal  • 35 Capone  • 36 Marcio  • 67 Ergün  •

Toplam bütün kadroda 5 Yabancı Mevcut(kalınla yazılanlar yabancılar).
 Birde Final maçındaki ilk 11e göz atalım;



İlk 11de de sadece 4 yabancı oyuncu var. Öncelikle şu "avrupada başarı için sınırsız yabancı " tezini çürütmüş olduk...

Daha Sonra yine ilk 11'e bakalım;


Hakan Şükür - Arif - Ergün 1993 Akdeniz Oyunlarındaki kadrodan katıldılar genç yaşlarında. (Tugay - E.Aşık - Sergen'de o kadrodalardı)

Suat Kaya - Alt yapıdan
Bülent Korkmaz - Alt Yapıdan
Ümit Davala - 95-96 sezonunda geldi
Okan Buruk - Alt Yapıdan

Yani toparlarsak Uefa final maçındaki kadromuzdaki 11 futbolcudan 7si en az 5 yıl birlikte oynadıler Final maçına kadar. Ümit Davalayı çıkartırsak 6-7 yıla kadar çıkıyor. Bu sayı... Birde yabancılara göz gezdirelim;

Taffarel  - Şuanda bile Brezilya milli takımının en çok forma giyen kalecisi durumunda. 32 Yaşında geldi Galatasaray'a yani Kalecilerin en formda çağlarında.... 

Capone - 2000 sezonunun başında geldi. Riske girmeyen ama hırslı bi yapısı vardı, söylenileni yapan bir oyuncu gerekiyordu, yıldız olmasada sırıtmadı....

Popescu - 30 yaşında geldi, Defans oyuncusu için ideal bir yaş. Galatasaray'a gelene kadar kadar PSV - Tottenham gibi takımlarda oynadı daha sonra Barcelona'da 100 küsür maç oynayıp kaptanlığını yaptı. Sezileri iyi, oyunu iyi okuyan, topu oyuna iyi sokan bi oyuncuydu....

Hagi - Anlatmak için başka bir yazı yazmam lazım. Anlatmıyorum zaten tanıyorsunuz. Sadece bir noktaya deyineyim, Türkiye'ye yaşlı geldiği halde hırsını kaybetmemişti...

       İşin Formülü       

Formülü basite indirgeyerek yüzeysel şekilde 3 bölüme ayırdım;

1-)Şimdi İşin aslı şu kendimce bir başarı formülü çıkarttım. Takımın kemik kadrosunu hamuru iyi genç yerli oyunculardan kurmamız lazım öncelikle. Bu oyuncular uzun yıllar birlikte oynamalı ki birbirlerine alışsınlar, birbirlerini ezberlesinler, nezaman nereye top atar öğrensinler. Okan Buruk'un bir sözü vardı;
 "Ben ileriye çıkarken arkamda Suat'ın olduğunu bilerek rahat çıkıyorum" gibisinden. Bu da anlatmak istediğimi dahada açıklamış oluyor.

Peki bu kaliteli genç yerlileri nerden bulucaz ?

Altyapı


Yukarda saydığım isimler altyapılardan çıktı, ve orda da birlikte oynadılar. Ancak günümüzde alt yapıya önem verilmeyi bırak görülmüyor bile. Türkiyenin en iyi altyapısına sahip dediğimiz Galatasaray'dan U17 milli takımda 1 oyuncu yok. Son yıllarda Arda'dan başka çıkan oyuncuda yok. Gençlere şans verilmeli diyemiyorum artık çünkü Aydın Yılmaz vakası gözümüzün önünde. Bence tek sorun altyapı antrenörlerinin yetersizliği...

Yaygın Scouting Sistemi


Bundan kastım mahalle aralarında gördüğümüz dandik futbol okulları. Evet onlar, heryere açılmalı, bi çocuk futbol oynamak için 1 saat yol gitmemeli. Ve ihtiyaçları klüpler tarafından karşılanmalı. Bende dahil maddi sıkıntılar yüzünden futbol okullarını bırakan binlerce çocuk var. Daha sonra o futbol okullarındaki antrenör sayıları artırılmalı ve iyi eğitimli olmalılar. Kendimden örnek vereyim. Ben, isim vermeyim bir klüp alt yapısına gittim 2 yıl. 2 yıl sonunda günlük 50 tur koşudan başka hiçbirşey öğrenmediğimi farkettim. Topu at, pas at, orta aç. Hepsi bukadar...




 2-)Ve bu kardonun arasınada tecrübeli, hırsını kaybetmemiş, para için gelmeyecek olan, azda olsa kaliteli 3-4 yabancı serpiştiriyoruz. Kalecimiz kesinlikle kaliteli olmalı. Capone'den yola çıkarak bu yabancılar görev adamı olmalı, görev adamından kastım söylenileni yapabilecek kapasitede olmalı. Capone kariyeriyle, oyun tarzıyla takım arkadaşlarının çok gerisinde gibi görünürken oynadığı oyunla onlardan bir eksiği olmadığını gösterdi. 

3-)Teknik Direktör. Bu çok önemli, yukarıda dedikya gençler uzun yıllar beraber oynamalı diye. 
Bu durum Teknik adamlar içinde geçerli, her Teknik adamın bir felsefesi vardır, klubüne uyar veya uymaz. Ancak başarının gelebilmesi için bir teknik adama uzun yıllar şans vermeliyizki felsefesini oturtabilsin takıma. 3-4 yıl sonra eğerki aynı TD ile aynı oyuncular ile takım başarısız olmuşsa ozaman Teknik direktörde başarısızdır. Galatasaray'ın Uefa başarısının arkasındaki en önemli unsurlardan biriside Teknik Direktör istikrarıdır. Fatih Terim 96 sezonunda Galatasaray'ın başına geçtiğinde hemen Akdeniz oyunlarındaki takımın kadrosundan oyuncular kattı takıma. Kendiside Akdeniz oyunlardaki takımın teknik direktörü olduğu için hem oyuncuları tanıyordu, hemde aldığı oyuncular zaten Fatih Terim'in felsefesini biliyordu. Diğer oyuncuların katılmasıylada yaklaşık 4-5 yıl beraber çalışınca ortaya Uefa kupası gibi bir başarı doğdu. Ki zaten aynı kemik kadro Dünya üçüncüsü oldu...



Uzun lafın kısası tahminlerime ve şuanda kurulan kadrolara göre bi 10 yıl içinde Avrupa kupası hayal gibi görünüyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Buy Printable Coupons